bugün
- anın görüntüsü10
- akp'nin galatasaray'ı destekleme nedeni8
- 6 mayıs 2024 konyaspor fenerbahçe maçı9
- nervio12
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren erkek48
- allah yerine hızır'dan yardım istemek8
- eksi ruyaları sözlük heyetinden istemek23
- hayatınız boyunca sizi en derinden yaralayan olay8
- iğrenç bir his tarif et29
- icardi190510
- düşün ki o bunu okuyor17
- türkiye toplumunun ahlaksızlığa pratik zeka demesi13
- uludağ sözlüğe nasıl düştünüz16
- sözlük kızlarının saç rengi18
- galatasaray12
- bülent uygun10
- hakim ziyech11
- 5 mayıs 2024 galatasaray sivasspor maçı17
- hayvancılık destekleneceğine neden ithalat10
- eksi ruyalar ile yakaladığımız müthiş uyum21
- 170 iq üstü sözlük yazarları veritabanı18
- şöyle hanım hanımcık öğretmen bir kız bulamamak16
- sözlük yazarlarına gelen son mesaj14
- bebeği gibi seven incitmeyen değer veren kadın10
- bir türlü ısınmayan ayaklar9
- en yaşlı özelliğiniz14
- kocaeli de fabrikada yaşanan cinsel grup seks22
- insanlar melek mi şeytan mı10
- budweiser14
- kızların tipe bakmadığı gerçeği29
- bir kadın nasıl tavlanır19
- hemşire kızlar nasıl oluyor22
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi10
- çağ dışı teknolojilere özlem duymak8
- bir gavatın soyadını nick yapmak10
- mert hakan yandaş13
- nude istemeyen erkek9
- dursun özbek gibi olsam utanırım8
- yakışıklı ama zengin erkek14
- çift maaş alan akpli bürokratların ücretlerine zam12
- sözlük kızlarına yürüyen vizyonsuz9
- sözlük yazarlarının abileri11
- erkek çocuk için isim önerileri9
- aşkta yaş farkı önemli midir10
- içip içip entry girmek8
- arkadaşlar falıma bi bakar mısınız8
- 170 boyunda 70 kilo erkek9
entry'ler (394)
gerçek aşk 3 soruya indirgenebilir;
1. onunla beraber çocuk yetiştirebilir misin?
2. ateşin başında oturup; hayat, bir film yada bir kitap hakkında onunla konuşabilir misin?
3. göbeğinden kremşanti yalamaya kalkarsa ne hissedersin?
1. onunla beraber çocuk yetiştirebilir misin?
2. ateşin başında oturup; hayat, bir film yada bir kitap hakkında onunla konuşabilir misin?
3. göbeğinden kremşanti yalamaya kalkarsa ne hissedersin?
günün birinde sevdiğimle birlikte olamadığımda beni sevenle kalmaya karar vermekten çok korkuyorum.
oğlu olmuş, dün öğrendim.
bir oğlak bayanı olarak "top" kısmında sadece başakla eşleşmiş olmaktan utanç duydum. başak ne lan? başakla öpüşülür mü?!
(bkz: o kedi buraya gelecek)
(bkz: o kedi buraya gelecek)
ben zaten itiraflarımı anca yazabiliyorum. yazıya dökebiliyorum; söze dökmek konusunda çoğu zaman beceriksiz oluyorum. söze dökebilmem için artık son noktaya gelmiş olmam gerekiyor. onun için de daha çok zamanı var ki, hayal edilen cinsten bir zaman diliminden bahsediyorum.
zor seven bir insanım ben sözlük, çok zor sevebilen. bilirsin planlamadan yaşar insan böyle şeyleri. "nasipte varsa gideyim de şu adamı seviyim" demez insan; bir bakar ki kapılmış gitmiş, akıyordur o sularda. ben işte başıma gelecekleri önceden kestirebildiğim için hep geri vitese takarım. fakat sonradan farkederim ki geri vitese taktığım her adam esasında olabilecek makul insanlar olur. ama "olabilecek" sınıfındalar ya onlar; işte o nedenle benim için hep gizemini yitiriyorlar. esasında hazıra konmayı çok seven biriyim de işte...aşk olunca bok var gibi zor olanı seçip uğraşmayı seviyorum. sonra uğraşıyorum uğraşıyorum ve sıkılıyorum.
kendime henüz söylemeye korktuğum, "aşk"ı geçtim hoşlanıp kendimi yakmamam gerektiğinin farkında olduğum bir adam var karşımda. zor bir adam. halk arasında "eli işte gözü oynaşta ve piç" olarak nitelendirilen tiplerden. kendini akıllı, beni de elde edebileceği diğer kızlar gibi sanıyor. ama yavrum bilmiyor benim nasıl pislik bir insan olduğumu. net söylemek gerekirse öyle bir adamın peşimden koşmasını istiyorum. istediği her kızı elde edebilen bir adamın benim karşımda afallamasını istiyorum. daha önce başkalarına yaşattığım duyguları ona da yaşatıp beynini kafasından sökmek istiyorum.
ama çok daha başka bir boyutu da var bu işin ki gün geçtikçe bende kokusuna kapılıyorum adamın. o bana geldikçe ben git diyemiyorum. aklımı başıma toplamam gerekiyor. insanın farkında olduğu gerçekleri eyleme dökmesi her zaman en zoru oluyor değil mi sözlük? biliyorum.. belki de biraz da kafamda büyütüyorum ama aklımı başıma toplamam gerektiğinin de farkındayım.
kimseye hesap vermek zorunda kalmadan bişeyler yazmak hoşuma gidiyor. sırf onun için yazıyorum bunları sana sözlük. "adam"ın bu yazdıklarımdan haberinin olmayacağını bilerek yazmak, bir nevi içimi dökmek... uzun lafın kısası sanırım aşk oyunları oynamayı özlemişim o kadar. beni dinlediğin için teşekkür ederim sözlük.
zor seven bir insanım ben sözlük, çok zor sevebilen. bilirsin planlamadan yaşar insan böyle şeyleri. "nasipte varsa gideyim de şu adamı seviyim" demez insan; bir bakar ki kapılmış gitmiş, akıyordur o sularda. ben işte başıma gelecekleri önceden kestirebildiğim için hep geri vitese takarım. fakat sonradan farkederim ki geri vitese taktığım her adam esasında olabilecek makul insanlar olur. ama "olabilecek" sınıfındalar ya onlar; işte o nedenle benim için hep gizemini yitiriyorlar. esasında hazıra konmayı çok seven biriyim de işte...aşk olunca bok var gibi zor olanı seçip uğraşmayı seviyorum. sonra uğraşıyorum uğraşıyorum ve sıkılıyorum.
kendime henüz söylemeye korktuğum, "aşk"ı geçtim hoşlanıp kendimi yakmamam gerektiğinin farkında olduğum bir adam var karşımda. zor bir adam. halk arasında "eli işte gözü oynaşta ve piç" olarak nitelendirilen tiplerden. kendini akıllı, beni de elde edebileceği diğer kızlar gibi sanıyor. ama yavrum bilmiyor benim nasıl pislik bir insan olduğumu. net söylemek gerekirse öyle bir adamın peşimden koşmasını istiyorum. istediği her kızı elde edebilen bir adamın benim karşımda afallamasını istiyorum. daha önce başkalarına yaşattığım duyguları ona da yaşatıp beynini kafasından sökmek istiyorum.
ama çok daha başka bir boyutu da var bu işin ki gün geçtikçe bende kokusuna kapılıyorum adamın. o bana geldikçe ben git diyemiyorum. aklımı başıma toplamam gerekiyor. insanın farkında olduğu gerçekleri eyleme dökmesi her zaman en zoru oluyor değil mi sözlük? biliyorum.. belki de biraz da kafamda büyütüyorum ama aklımı başıma toplamam gerektiğinin de farkındayım.
kimseye hesap vermek zorunda kalmadan bişeyler yazmak hoşuma gidiyor. sırf onun için yazıyorum bunları sana sözlük. "adam"ın bu yazdıklarımdan haberinin olmayacağını bilerek yazmak, bir nevi içimi dökmek... uzun lafın kısası sanırım aşk oyunları oynamayı özlemişim o kadar. beni dinlediğin için teşekkür ederim sözlük.
aynı bokun sarısı sözlük yani daha ne diyebilirim ki. olmayacak duaya amin demeye çalışıyorum; yeniden ve yeniden. içim kıpır kıpır durmak bilmiyorum fakat bir sorsana haberi var mı diye? tabiiki de yok ve ben söylemiycem. gurur ya amına koyyım; "istiyorsa o gelsin lan peşimden" havalarındayım. 1 sene burdaymış zaten, bi sikim olucağı yok da kör bir heyecan arıyorum işte kendime sanırım.. bakalım bir daha görüşüp görüşemeyeceğimiz bile belli değil.. yeni yıla beraber girdik ama bu noktadan itibaren yıl mı bize girecek yoksa biz mi birbirimize girişicez bilemiyorum. çok riskli...şansına sıçiim!
ben bu yazıyı bugün, mısırdaki protesto yapan halktan biri olan o kadının göğsüne acımasızca tekme atan o polise yazıyorum.
senin eşin var mı? kardeşin, ablan, annen var mı? çünkü eğer yoksa ancak bir insan bir insana bu kadar şiddet uygulayabilir. ama hayır var ise demek ki çok zorlu bir çocukluk ve ergenlik dönemi geçirdin... aldığınız polis eğitimi acaba size insanlara karşı zalim olmayı, elinizde silah varken kraldan çok kralcı olmayı, insanları öldüresiye dövmeyi mi kapsıyor? can taşıyor ya o insan! hayvan bile olsa can taşıyor! insanlara ceza uygulaması olarak onları hapse kapatmamalıyız; böyle suçlara, böyle davranışlar sergileyen insanlara aynı davranışları sergileyerek çektirdikleri acının nasıl bir şey olduğunu yaşatmalıyız diye düşünüyorum. evet, bu konuda faşistim.
ben bu yazıyı türk polisine de yazıyorum. sanki sizin bir farkınız var! esasında siz onlardan çok daha kötüsünüz. onlar en azından daha bilinçsiz, türkiyeden daha geride görülebilecek bir toplum. siz yıllarca eğitim aldığı halde adam olamamış hayvanlardan oluşuyorsunuz. doğruyu söylemek gerekirse izmirdeki dövülen kadını göz önüne getirince, siz mısır polisinden de kötü, mısır polisinden de fazla "yatıcak yeri olmayan" insanlarsınız.
sözüm meclisten dışarı yada istisnalar kaideyi bozmaz gibi sözler söyleme ihtiyacı bile duymuyorum.
senin eşin var mı? kardeşin, ablan, annen var mı? çünkü eğer yoksa ancak bir insan bir insana bu kadar şiddet uygulayabilir. ama hayır var ise demek ki çok zorlu bir çocukluk ve ergenlik dönemi geçirdin... aldığınız polis eğitimi acaba size insanlara karşı zalim olmayı, elinizde silah varken kraldan çok kralcı olmayı, insanları öldüresiye dövmeyi mi kapsıyor? can taşıyor ya o insan! hayvan bile olsa can taşıyor! insanlara ceza uygulaması olarak onları hapse kapatmamalıyız; böyle suçlara, böyle davranışlar sergileyen insanlara aynı davranışları sergileyerek çektirdikleri acının nasıl bir şey olduğunu yaşatmalıyız diye düşünüyorum. evet, bu konuda faşistim.
ben bu yazıyı türk polisine de yazıyorum. sanki sizin bir farkınız var! esasında siz onlardan çok daha kötüsünüz. onlar en azından daha bilinçsiz, türkiyeden daha geride görülebilecek bir toplum. siz yıllarca eğitim aldığı halde adam olamamış hayvanlardan oluşuyorsunuz. doğruyu söylemek gerekirse izmirdeki dövülen kadını göz önüne getirince, siz mısır polisinden de kötü, mısır polisinden de fazla "yatıcak yeri olmayan" insanlarsınız.
sözüm meclisten dışarı yada istisnalar kaideyi bozmaz gibi sözler söyleme ihtiyacı bile duymuyorum.
keyfimizden olmadığı kesin.
cennetin anahtarını ister.
hayallerim.
aklı fikri sikinde olan üniversiteli ergen erkeklerden daha zararsız olduklarını düşünmekteyim.
Javier Bardem.
12. bölüm bildiğin ağzıma sıçtı yani. bu dizinin komedi dizisi olması gerekmiyor muydu yahu?! ben niye ağladım bu bölümde?! sıçarım böyle işe lan!
not: sevgili Ted, hepimize lazımsın... ama anca hayali bir arkadaşsın...
not: sevgili Ted, hepimize lazımsın... ama anca hayali bir arkadaşsın...
zeki müren de bizi görebilmiş midir acaba...
selamın aleyküm.
kendi işini kurma hayali.